Yılbaşımız Ne Kadar Çevreci

Aile ve arkadaşlarımızla planlar yapıp en eğlendiğimiz günlerin başında yılbaşı akşamları geliyor. Peki yılbaşı kutlamalarının çevre üzerinde ne gibi bir etkisi var ve bu hazırlıkları daha çevre dostu bir hale nasıl çevirebiliriz daha önce düşündük mü?

Yapay ağaçlar : Yapay ağaçların ana malzemesi plastiktir ve dünya çapındaki plastik kirliliği sorununa katkıda bulunurlar. Yapay ağaçlar genellikle Güney Kore, Tayvan veya Çin’de üretilir ve evimize ulaşmak için binlerce kilometre uzaktan gelir. Üretim ve tüketim aşamalarıyla birlikte yapay ağaçların yaklaşık 40 kg sera gazı emisyonuna eşdeğer bir karbon ayak izi vardır. Hesaplamalara göre bir yılbaşı ağacının karbon maliyetini karşılayabilmesi için en az 12 yıl kullanılması gerektiği söyleniyor.Yeni bir yılbaşı ağacı satın almak yerine bazı alternatifler:

  • İkinci el bir yapay ağaç satın alınabilir.
  • Bir sokak ağacı süslenebilir .
  • Canlı bir saksı ağacı satın alınabilir.
  • Kendi bitkinizi de süsleyebilirsiniz.

 Yılbaşı Işıkları: Aralık ayı itibari ile renkli led ışıklar ağaçların, evlerin, dükkanların ve sokakların etrafına sarılmış ışıltılı iplerle yeni yıla yaklaşmanın habercisidir. Ancak maalesef bu göz alıcı ışıklar her ne kadar çoğumuza neşe verse de çevresel bir maliyeti vardır.İklim değişikliği araştırmalarına göre karbon emisyonlarının yüzde 70’nin şehirlerden geldiğini biliyoruz. NASA’nın yaptığı bir araştırmaya göre Dünya’nın birçok yerinde ışık parlaklığının yılbaşı gibi özel günlerde daha fazla olduğunu gösterdi. Aydınlanma harici süs için kullandığımız bu ışıklar hem elektrik santrallerinden kaynaklanan karbon emisyonlarını arttırıyor hem de ekosistemde ışık kirliliğine neden olarak biyolojik olarak da pek sağlıklı görünmüyor.

Dekorasyon amaçlı kullanılan akkor renkli süs lambaları daha fazla enerji tüketirken LED ışıkları, geleneksel ipli ışıklardan %80 daha az enerji tüketirler. Ayrıca, LED’ler akkor lambalardan 10 kat daha uzun süre dayanabilir.

Yılbaşı Yemekleri: Özellikle yılbaşı akşamları envai çeşit yemekler, sofralar hem karnımızı hem gözümüzü şenlendirir. Geleneksel yılbaşı yemeklerinde et yemekleri sofralardan eksik olmaz fakat biliyoruz ki et tüketimi gezegenimizi ısıtan küresel karbon emisyonlarına katkı sağlar. Aynı zamanda bizim coğrafyamızda yetişen besinleri temel alarak oluşturulacak sofralar; hem insamızı kalkındırırken hem de başka ülkelerin yada mevsiminde olmayan gıdaların soframıza geliş yolculuğunda oluşturduğu karbon ayakizinden olabildiğince uzak bir masa kurmamızı sağlar.

Dünya çapında, yılbaşı akşamlarından sonra yılda yaklaşık 1,6 milyar ton gıda çöpe gidiyor bu ise ağırlıkça (küresel olarak) üretilen toplam gıdanın kabaca üçte birine tekabül eder. Hesaplamalara göre tüm bu yemek atıklarının neden olduğu israf enerjiye dönüştürülürse, ortalama bir evin yaklaşık 57 yıl elektrik sağlayabilir.

Tüketiciler, gıda atıklarının yanı sıra, 300 milyon plastik bardak ve pipet dahil olmak üzere çok miktarda gıda ambalajını da çöpe atıyor. Yiyecekler için kullanılan yaklaşık 125.000 ton plastik ambalaj da bu dönemde atılıyor. IPCC’nin İklim Değişikliği ve Arazi hakkındaki yakın tarihli raporunda edindiğimiz bilgiye göre israf edilen ve kaybedilen gıdanın tüm sera gazı emisyonlarımızın 10’da biri kadarını oluşturduğunu tahmin eden tedarik zinciri boyunca gıda israfı, önemli bir CO2 emisyonu kaynağıdır.

Hediyelik eşyalar ve hediye paketleri, kutular, ambalajlar: Her aralık ayında on milyarlarca dekorasyon kullanılıyor ve hediyeleri paketlemek için yüzbinlerce ton plastik kullanılıyor. Ek olarak, ambalaj kağıtları genellikle yeniden kullanılmaz ve bazen çöplüklere veya suya karışır.

Günümüzün en büyük tehlikelerinden olan mikroplastik sorunu canlı vücudunda organ hasarlarına sebep olabilmektedir, kimyasal ve mikrobiyotik tehlikelerede sebep olmaktadır (Çakmak& Acaröz, 2021). İçme sularındaki mikroplastik oranlarına baktığımızda: ABD ve Lübnan %94, Yeni delhi %84 iken; İngiltere, Almanya ve Fransa da dahil olmak üzere Avrupa ülkeleri en düşük kontaminasyon seviyelerindedir , ancak yine de oran yaklaşık % 72 gibi ciddi seviyelerde. ABD’de bir litre suda ortalama 9,6 mikro parçacık bulunurken Avrupa’da bu oran 3,8 olarak belirtilir bunun en temel sebebi bizlerin plastik, tek kullanımlık ürün tüketimimizin yanında bunları filitreleyecek sistemleri de oluşturmamızdır(Lim, 2021).

Kaynakça

Lim, X. (2021). Microplastics are everywhere—but are they harmful?. Nature. https://www.nature.com/articles/d41586-021-01143-3.

ÇAKMAK, Ö., & ACARÖZ, U. (2021). SU KAYNAKLARINDA MİKROPLASTİKLERİN VARLIĞI VE İNSAN SAĞLIĞI AÇISINDAN ÖNEMİ. Veteriner Farmakoloji ve Toksikoloji Derneği Bülteni12(2), 79-88.

Resim. https://www.pexels.com/photo/person-writing-on-brown-paper-6832967/.

Selin Bilginer

Selin Bilginer

Bilim Tarihi: İnsanlığın Bilgi Yolculuğu

Bilim tarihi, insanoğlunun evreni anlama çabalarını ve bilgi birikimindeki gelişmeleri inceleyen büyüleyici bir alandır. Binlerce yıl öncesine dayanan gözlemlerden modern bilimsel yöntemlere uzanan bu yolculuk,

Çalışmak İnsan Doğasına Uygun Mu?

Çalışmayı monoton bir şekilde verilen görevleri yerine getirmek olarak mı görüyorsunuz? Soruyu bir de şöyle sormak isterim; çalışarak aslında kendi doğamıza mı yabancılaşıyoruz? Bu soruda

fizik dersi

Fizik Dersi “Fizik Derdi” Olmasın!

Her dersin kendine özgü zor yanları vardır. Öğrencilerin bilişsel becerilerine göre farklı derslerde üstün başarıları veya yetkinlikleri olabilir. Bu günlük hayatta çok karşılaştığımız bir durumdur,