Fizik Dersi “Fizik Derdi” Olmasın!

Her dersin kendine özgü zor yanları vardır. Öğrencilerin bilişsel becerilerine göre farklı derslerde üstün başarıları veya yetkinlikleri olabilir. Bu günlük hayatta çok karşılaştığımız bir durumdur, değil mi? Sınıfınızdaki bazı öğrencilerin matematik dersi diğer derslere göre daha başarılı iken bazı öğrencilerin de edebiyat dersi başarılıdır. Fakat Fizik Dersi tüm bölümlerden öğrenciler için biraz kafa karıştırıcı gelir.

Tüm bu merak ettiğiniz soruları STEAM on Metaverse Uzman Eğitmeni ve Fizik Öğretmeni Kadriye Yılmaz’a sorduk. Bu blog yazısı tadındaki röportajımızda Fizik Dersini ezber olmaktan öteye taşıyacak ve kolay öğrenme yöntemlerini ele alacağız. Şimdiden keyifli okumalar.

Fizik Dersi Öğrenciler İçin Neden Zordur?

Elbette her branşın kendine göre zorlukları vardır. Bu zorluklar öğrencinin önceden kazanılmış bilgileri ve hazırbulunuşluk durumuna göre farklılık gösterir. Öğrencilerin fizik dersini ‘zor ders’ olarak nitelendirmelerinin altında yatan sebep; ön yargılarıdır. Bir soruya, konuya veya derse ön yargı ile yaklaşırken aslında o dersi zihnimizde zor kılarız. Bu noktada fizik öğretmenlerine büyük sorumluluk düşüyor. Derslerimizde ilk önce öğrencinin zihninde yer alan “fizik ön yargısı” nı yıkmamız gerekmektedir.

Öğrencinin ön yargısını aşamadığı noktada güvensizlik ve korku başlar. Öğrenci fizik dersinin hali hazırda yapılamayacak bir ders olduğunu düşündüğü için ‘ben ne kadar çalışsam da zaten yapamayacağım’ düşüncesine bürünür, akabinde düşünce zincirine kapılır. ‘Fizik dersini anlamıyorum, fizik dersi çok zor bir ders, soruları istesem de çözemem’… Ebeveynler ve öğretmenlerin, öğrenciye doğru rehberlik yaparak bu düşünce zincirine kapılmamalarına destek olması gerekir.

Fizik Ön Yargısı Nasıl Oluşur?

Bireyler, farklı bir kişiden hazır olarak aldıkları bilgiyi doğru kabul etmekte pek sakınca görmezler. Öğrenciler özellikle lise öğrencileri, kendi arkadaş ve sosyal çevresinden çabuk etkilenmektedir. Fizik, doğası gereği anlamlandırması ve ilişki kurulması oldukça güç bir derstir, bunu kabul ediyorum. Öğrenciyi bu düşüncelere sürükleyen nedenlerden biri de; konular arasında bağlantı kuramamasıdır. Fizik bilgileri kümülatif (birikimli) ilerler. Her sene üzerine yeni bilgiler ekleyerek konularda ilerlemeyi amaçlar. Günlük hayat örneklendirmeleri, öğrencinin fizik dersinin kağıt üzerinde bir ders olmadığını, aslında doğanın kendisi olduğunu ayırt etmesine yardımcı olacaktır.

Fiziği Anlamak ve Bilmek Farklı İki Kavram Mıdır?

Fizik, doğa bilimidir. Bu sebeple fizik dersinde anlatılan konuların bir çoğunu günlük hayatta gözlemleme fırsatı buluruz. Gözlemleyemediklerimizi de simülasyon ve modellemeler ile inceleyebiliriz. Fiziği bilmek, konu kitaplarının içerisinde yer alan formülleri, tanımları ezberlemek değildir. Fiziği bilmek için anlamak gerekir. Bu sebeple söyleyebilirim ki; fiziği bilmek ve anlamak farklı iki kavramdır. Fiziği anlamak için, teorilerin nedenlerini ve sonuçlarını araştırmak, incelemek, konular arasında bağlantı kurabilmek, günlük hayata entegre edebilmek gerektiğini düşünüyorum. Fizik sorularını doğru çözmek için fizik konularını bilmek yeterli değildir. Bir önceki konuyla veya bir sonraki konuyla yorumlamak gerekir. Bu yüzden öğrenciler, konuların birbirinden bağımsız olmadığını bilmelidir.

Öğrenciler Fizik Dersine Nasıl Çalışmalıdır?

Her dersin kendine özgü çalışma yöntemleri vardır. Elbette burada söyleyeceğim yöntemler; meslek hayatımda tecrübe edindiğim ve gözlemlediğim bulgulardan oluşmaktadır.

Ders Çalışma Ortamı

  • Öğrencinin ders çalışma ortamında dikkatini dağıtacak materyallerin en az düzeyde olması gerekir. Öğrencinin kendine ait bir odası var ise; kendi isteğine uygun masa düzeni oluşturabilir. Masa da fazla materyal olmasını uygun bulmuyorum. Sadece çalışacağı dersin kitaplarını, notlarını, kalemlerini masada bulundurmalıdır.
  • Işıklandırma için masa lambaları veya led lambaları tercih edilebilir. Loş bir ışıkta çalışmak öğrenme hızını yavaşlatırken, çok aydınlık bir odada çalışmak da öğrenme hızını yavaşlatacaktır. Bu sebeple ışıklandırma da yüksek verim almak için masa lambalarını tercih edebilirler.
  • Öğrenci sağ elini kullanıyorsa ışıklandırmanın sol tarafta bulunmasına, sol elini kullanıyorsa sağ tarafta bulunmasına dikkat edebilirler. Böylelikle gölgeleri çalışma kağıtlarının önüne düşmez. (Gölge de bir optik konusudur. Günlük hayatta nerede karşıma çıkacak diyen öğrenciler varsa 🙂 )
  • Ders çalıştığı ortamın ne çok soğuk ne de çok sıcak olması gerekir. Çok sıcak bir ortamda ders çalışmak uyuklatır, çok soğuk bir odada çalışmak da odaklanmak da zorluk yaratır.

Müzik Dinleyerek Ders Çalışmak

  • Ders çalışırken müzik dinlemek ile ilgili yapılan araştırmaları incelediğimizde olumlu etkilerini olduğunu görüyoruz. Müziğin insan vücudu ve beyni üzerinde olumlu etkileri vardır. Müzik dinlemek stres ve kaygı ile başa çıkma da yardımcı olur. Çok sessiz bir odada, ertesi gün çok önemli bir sınava çalıştığınızı düşünürsek yüksek düzeyde kaygı yaşayabilirsiniz. Müzik bu kaygıyı hafifletmeye yardımcı olacaktır. Öğrenmeyi en üst seviyeye çıkarabilir. Yalnız dikkat etmemiz gereken konu doğru müzik seçimidir. Klasik müzik, modern ezgilere sahip enstrümantal müzik, doğa sesleri tercih edebilirler.

Formül Ezberleme(me)k

  • Formül ezberlemek, sizi kısa süreliğine iyi sonuçlara ulaştırabilir. Fakat aralıklı öğrenme dediğimiz, geniş zaman aralığında belli sürelerle ders çalışmak çok daha kalıcıdır. Öğrencilerin bir çoğu sınavdan çıktıktan sonra tüm bilgilerin aklından silindiğini söyler. Bunun sebebi bir gece önceden ezberledikleri formüllerdir. Bu tür bir yöntemde öğrenme kalıcı olmaz.
  • Formül ezberlemek yerine formülün çıkarımını yapmak, nereden geldiğini anlamaya çalışmak daha yararlıdır. Boş bir müsvedde kağıdına formüllerin ispatlarını ve çıkarımlarını yapmak fiziği anlamak için daha iyi olacak ve öğrenmeyi kalıcı kılacaktır.

Soru Analizi Yapmak

  • Öğrencilerin soru çözerken yanlış yaptığı soruları incelemeleri daha mühimdir. Yanlış sorular hangi konuda eksiklik olduğunu gösterir. Yanlış yapılan soruyu mümkünse öğretmenine mutlaka sormalıdır. Video çözümleri var ise oradan çözümünü inceleyebilir.
  • Çözümleri kırmızı veya renkli bir kalem ile yazmak faydalı olacaktır. Geriye dönük bakıldığında nerede hata olduğunu görmesine yardımcı olur.
  • Kimi öğrenciler soru defteri edinir. Yanlış yaptığı veya anlamadığı soruları test kitaplarından keserek orada analiz eder. Elbette bu da güzel bir yöntemdir. Test kitaplarını kesmek istemeyen öğrenciler için şöyle bir öneride bulunabilirim Fotoğraflarını çekip boş zamanlarında telefonundan yanlış yaptığı soruların cevabına bakabilir.

Matematiği Zayıf Öğrenciler Fizikte Başarılı Olabilir Mi?

Elbette olabilir. Fizikte matematik işlemleri kaçınılmazdır. Doğadaki olaylar matematiksel işlemler ile açıklanır. 2018 senesine kadar (YKS sınavına kadar), fizikte matematiksel işlemler gerektiren ve işlemsel yeteneği yüksek olan öğrencilerin fizikte başarılı olduğu bir süreç vardı. Fakat zamanla matematiksel ifadeler azaltıldı ve yerine Yeni Nesil Sorular geldi. Yeni nesil sorular, öğrencinin bilgiyi günlük hayat ile pekiştirmesini ve izah etmesini ölçmektedir. Öğrencinin ezberden çok soruların mantığını anlaması gerekiyor. İyi öğrenilmiş bir konu da düzenli tekrar ve bol soru çözmek öğrenciyi başarıya götürecektir.

Röportajımızı sonlandırırken eklemek isterim; tüm öğrencilerimize yaşamları boyunca güzel bir gelecek ve başarılar diliyorum.

Yararlanılan Kaynaklar

Kadriye Yılmaz

Kadriye Yılmaz

Bilim Tarihi: İnsanlığın Bilgi Yolculuğu

Bilim tarihi, insanoğlunun evreni anlama çabalarını ve bilgi birikimindeki gelişmeleri inceleyen büyüleyici bir alandır. Binlerce yıl öncesine dayanan gözlemlerden modern bilimsel yöntemlere uzanan bu yolculuk,

Çalışmak İnsan Doğasına Uygun Mu?

Çalışmayı monoton bir şekilde verilen görevleri yerine getirmek olarak mı görüyorsunuz? Soruyu bir de şöyle sormak isterim; çalışarak aslında kendi doğamıza mı yabancılaşıyoruz? Bu soruda

“Sanatın Zaman Tüneli: Bir Eserin Dönem ve Akımını Anlamak”

Sürrealizm, hayal gücünden beslenen gerçeküstü imgelerle dolu, mantıksız ve akıl dışı bir sanat akımıdır. Barok dönemi ise güçlü ışık ve gölge kullanımıyla, hareketli kompozisyonlarla ve derin duygusal içeriğiyle tanınır. Kübizm, nesneleri farklı açılardan göstererek geometrik şekillere dönüştürür. Rönesans, perspektifin kullanımıyla, detaylı figürlerle ve genellikle dini veya mitolojik konularla öne çıkar. Realizm ise nesneleri ve konuları detaylı ve gerçekçi bir şekilde tasvir etmeyi hedefler.